Mikrobiyota, son yıllarda önemi anlaşılan ve birçok hastalığın oluşmasına da zemin hazırlayan sindirim kanalında yer alan mikroorganizma topluluklarını ifade etmek için kullanılan bir kavram.
Sindirim sistemimizde yaşayan bakteri, virüs, mantar, parazitler gibi mikroorganizmaların artık hem sağlıklı yaşamda hem de kilo kaybında önemli olduğunu gösteren araştırmalar gün geçtikçe artıyor.
Bağırsak içerisinde bulunan mikrobiyota iyi bakterilere oluşturarak hastalıklara karşı dirençli olmamızı sağlıyor. Kötü bakteriler ise olumsuz etkileyerek dengeyi bozabiliyor. Denge bozulunca kilo artışı yaşandığını belirten uzmanlar bu diyet sayesinde hem sindirim sistemini düzenleyecek hem de kilo vereceksiniz.
Mikrobiyota diyetiyle yiyecekleri sindirirken daha az kalori almamızı sağlayan doğru yiyecek seçimine odaklanmalı, bağırsak beyin aksı iletişiminde iştahı düzenleyen hormonların salınımını artırmalı ve metabolizma hızını kontrol ederek daha etkin bir zayıflama sağlamalı. Peki 5 günde 3 kilo yağdan nasıl kurtuluruz?. İşte yanıtı:
Bağırsak mikrobiyotası çeşitli nedenlerle bozulduğunda zararlı mikroorganizmalar baskın hale gelerek disbiyozis yani sağlıksız-dengesiz mikrobiyota durumunu oluşturabilir. Kötü beslenme ve obezite disbiyozise neden olabilecek faktörlerden biri.
2010 yılında İtalya ve Batı Afrika’da çocuklar üzerinde yürütülen bir çalışmada beslenme tarzının mikrobiyotayı etkileyen temel faktörlerin başında geldiği ortaya koyuldu.
EN ÖNEMLİSİ TAHIL GRUBU BESİNLER
Süt ve süt ürünleri özellikle de fermente besinlerden olan yoğurt ve kefir dengeli beslenmenin olmazsa olmazlarıdır. Yine fermente besinlerden tarhana, şalgam, fermente zeytin, sirke bağırsak sağlığına katkı sağlar. Mutfaklarda hem çorba ve yemeklerde hem de salatalarda kullanılan yağ ise tekli doymamış yağ asitlerinden zengin zeytinyağı olmalı.
Bağırsak sağlığını desteklemek ve kolay zayıflamayı sağlamak için tahıl grubundan tam tahıllı ekmekler, buğday, bulgur, amarant, kinoa, teff, kepekli pirinç, tam tahıllı makarna gibi sağlıklı ve doğal tahıllar, çeşitli kuru baklagiller, mevsiminde organik sebze ve meyveler tercih edilmeli. Haftada en az iki kez omega 3’ün en zengin kaynağı balık mutlaka sofralarda yerini almalı. Yağsız kırmızı et, derisiz tavuk ve hindi eti çeşitlendirilerek orta düzeyde tüketilmelidir.
PREBİYOTİK BESİNLERLE ZAYIFLAMALI
Dünya Gastroenteroloji Organizasyon rehberinde prebiyotik besinlerin bağırsak aktivitesini olumlu yönde düzenlediği, zararlı mikroorganizmaların çoğalmasını önlediği ve kalsiyum, magnezyum gibi minerallerin de emilimini ve kullanımını artırdığını bildiriliyor. Prebiyotik kaynağı muz, elma, enginar, kereviz, pırasa, Brüksel lahanası, karnabahar, brokoli, soğan, sarımsak, kuru fasulye, nohut, tam buğday, arpa, çavdar, badem, ceviz, zeytin, bal değerli prebiyotik kaynaklarıdır.